Uzun zamandır ortalarda yoktum neler yaptığımı paylaşayım istedim. Sıkılmazsanız sonuna kadar okuyun...
Bir süredir çevremde
gördüğüm ateşli mikrobik hastalık bizim aileye de bulaştı. Öyle ki Çağatay’ım hastanede 5 gün yattı. 4-5 gün
antibiyotik iğne yemesine rağmen ateşini 39’un altına düşüremeyince gece yarısı
Behçet Uz Çocuk hastanesinin yolunu tuttuk. Damar yolundan antibiyotik
almasına karar verdiler . Allah
dermansız dert vermesin çok zor günler geçirdik. Arkasından eşim ,sonra Mert ve
ben…
Hastane
günlerimden biraz bahsetmek istiyorum. Çünkü hani derler ya Allah ne düşürsün
ne muhtaç etsin aynen öyle…
Behçet Uz
Çocuk hastanesinde bütün hemşireler , doktorlar çok ilgili. Bebeklerin
tırnaklarını kesme işi bile hemşirelere ait. Yarım saatte bir gece gündüz farketmez
ateş kontrolü yapılıyor. Günlük ütülenmiş çarşaf değişimi ,oda temizliği (duvarlar
dahil silinmesi) takdire değerdi… ( Bazı hemşireler çok sinirli gerçi de neyse... )
Fakat eski bir hastane olduğu için eksikleri
çok fazla tabi ki… Aynı odada 3 kişi kalınıyor, tek kişilik odalarda daha
riskli hastalar kalıyor. Ama aynı odada kalanların birbirine bulaşması riski
çok fazla.
Odalarda klima
var ve anneler hiç kimseyi hatta çocuklarını düşünmeden klimaları açıp odayı
buz gibi yapabiliyorlar(merkezi ısıtma soğutma şart) . Ha klima demişken odalarda televizyon ve klima
var. Ama kumandaları yok. Anneler kumandaları saklıyorlar çocuklarına çizgi
film izletebilmek için… ne diyeyim ilginç ??? Yani kumanda mafyası türemiş :))
Yemek taşeron
firma tarafından veriliyor öğle ve akşam yemeği aynı, hiç taze ekmek gelmiyor.
Çocuklara uygun yemek genelde olmuyor.
Bütün anneler
benim gibi birkaç günlüğüne kalmıyor hastanede tabi… Allah şifa versin 2-3 aydır
orada kalanlar, Şanlıurfa’dan bile sevk edilen hasta vardı. Banyo ve çamaşır
olayı büyük problem. İkisi de aynı yerde
yapıldığı için problem benim bulunduğum katta ( Süt-2 servisi) banyonun kilidi
yoktu iple bir çiviye bağlanmış. Çamaşır
makinesi olmadığı için leğenlerde yıkama yapılıyor. Derme çatma paslı askılarda
balkonda kurutuluyor. Çocuklara ayrı
tuvalet yoktu. Annelerde dikkatsiz olunca ortak kullanılan tuvaletler çok pis
olabiliyor.
Hastanede öncelik çocuğun sağlığına kavuşmasıdır. Tabi ki lüks ihtiyaçlar beklenmez Ama burada lüks değil zorunlu gereksinimler vardı.
Her hastayı
bir pratisyen doktor alıyor gün boyunca kontrol ediyor. Başlarında da bölüm
başkanları uzman doktorlar var. Sabah saat
10 gibi 8-10 kişilik doktor gurubu vizite çıkıyorlar. Oda oda gezip hastaları
kontrol ediyorlar. O kısmı komedi işte… Çünkü hasta ve annesini odadan çıkartıp
boş yatağa yorum yapıyorlar :) ne mantığı var anlayamadım. Madem çocuğu görmeyeceksiniz toplantı odanızda konuşabilirsiniz. Hemşireler önden odanızı topladınız mı dağınık olmasın diye bir kaç defa uyarıda bulunuyorlar ... Çocuğunuz hakkında bilgiyi pratisyenden sorarsanız öğrenebiliyorsunuz …
Daha neler neler ....
Sözün özü
Allah kimseyi hastaneye düşürmesin , çocuklarımızla bizi sınamasın inşallah
“Evlat kokusu Cennet kokusundandır. Hayırlı evlat dünyada nur, âhirette sürurdur.” Hz. muhammed (s.a.v.)
Daha neler neler ....
Sözün özü
Allah kimseyi hastaneye düşürmesin , çocuklarımızla bizi sınamasın inşallah
“Evlat kokusu Cennet kokusundandır. Hayırlı evlat dünyada nur, âhirette sürurdur.” Hz. muhammed (s.a.v.)
Çağatay yan odadaki kadınları gözetlerken... :)
Oda arkadaşımız Çiya ile Çağatay oyun oynuyor...
Artık 4. gün koridorda helikopterle gezebiliyoruz.. Hemşireler ne kadar odalara sokmaya çalışsa da yapacak bir şey yoktu. Oyun odası tarzında bir yer olmadığı için...
Bu arkadaşımız da uzun süredir kalanlardan. Kattaki bütün haberleri kendisinden alıyorduk...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder